BİLİNÇLİ ASETİLSALİSİLİK ASİT KULLANIMI
Asetilsalisilik asit, yaygın adıyla Aspirin, ağrıyı dindiren, iltihabı azaltan, ateşi düşüren ve kanı sulandıran bir ilaçtır. Aspirin’in etkileri, kullanıldığı doza bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Farklı dozların farklı tedavi amaçları için kullanılması, doğru dozajın belirlenmesinin hekimin denetiminde olması gerektiğini göstermektedir. Aspirin’in yanlış kullanımı, tedavi başarısızlıklarıyla birlikte ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Klinik pratikte, aspirin genellikle belirli dozlarda damar tıkanıklığını önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Bunun yaninda, ağrı dindirmek ve ateşi azaltmak için de tercih edilebilir.
Aspirin, uzun bir geçmişe sahip bir ilaçtır ve yaygın kullanımı sayesinde üzerine çok fazla deneyim edinilmiştir, ancak bu onu tamamen güvenli hale getirmez. Diğer ilaçlar gibi aspirin de bazı yan etkilere neden olabilir. Yan etkileri arasında kanamaların artması, organ hasarları gibi ciddi sorunlar bulunur. Bu durum bile aspirin kullanımında dikkatli ve bilinçli davranmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Çocuklarda ateş düşürücü olarak aspirin kullanmaktan kaçınılmalıdır. Viral enfeksiyonlar (örneğin grip, suçiçeği) sırasında aspirin kullanılması, karaciğer ve beyin hasarına yol açabilen, hatta ölüme neden olabilen Reye Sendromu adındaki ciddi bir duruma yol açabilir.
Aspirin’in en yaygın yan etkisi sindirim sisteminde görülür. Bu etkiler, mide yanması gibi rahatsızlıklardan, sindirim sisteminde kanamalara ve delinmelere kadar uzanmaktadır. Bu sebeple, gastrit, sindirim sistemi ülseri veya benzeri rahatsızlıkları olan bireylerin aspirin kullanması, durumu daha da kötüleştirebilir. Bu durumlarda, ağrı kesici kullanımı mutlaka doktor gözetiminde olmalı, önerilen doz ve süreye uyulmalıdır.
Ayrıca, aspirin, astım gibi solunum yollarını etkileyen hastalıkların seyrini kötüleştirebilir.
Aspirin, damar tıkanıklığını önlemek için kullanıldığı için, hekim kontrolü dışında bilinçsizce kullanımı, kanama eğilimini artırarak hayati risk oluşturabilir. Kanama sorunu olan hastaların aspirin kullanmaları da uygun değildir. Diş çekimi gibi basit işlemler ya da anjiyografi, biyopsi ve cerrahi operasyon gibi daha büyük girişimler öncesinde aspirin kullanılmamalıdır. Eğer kullanılacaksa, bu durumu uygulayacak sağlık profesyoneline bildirmek ve onun talimatlarına uymak çok önemlidir.
Kan sulandırıcılar, yalnızca aspirin ile sınırlı değildir. Tedavi amacıyla kullanılan pek çok farklı kan sulandırıcı ilaç mevcuttur. Aspirin kullanımındaki gibi, bu tür ilaçlar da dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Bu tür tedavi alan hastalar, kendi başlarına aspirin kullanmamalı ve gerekiyorsa hekim gözetiminde olmalıdırlar.
Hamilelik ve emzirme dönemlerinde aspirin gerekli olduğunda, mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
Aspirin kullanılması gereken durumlarda, bu ilacın akılcı şekilde kullanılmasını sağlamak için alınması gereken önlemler şunlardır:
Aspirin’i hekim kontrolünde kullanmalıyız. Toplumda tanınan bir ilaç olmasına rağmen, kullanımına dair bilgilerin doğru ve bilinçli olması gerekmektedir.
İlacın kullanımıyla ilgili talimatlarda yer alan bilgilere dair genel bir anlayışa sahip olmalıyız. Ayrıca, yanlış kullanım konusunda endişelendiğimiz yakınlarımıza bilgi vererek, onları doktora veya eczacıya yönlendirmeliyiz. Yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde, aspirin içeren tedavi planları oluşturulurken hastaların aşağıdaki noktalara dikkat ederek bilinçli bir şekilde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu bağlamda hastaların yerine getirmesi gereken sorumluluklar;
Aspirin tedavisi gerektiren hastalığı veya belirtileri hakkında mutlaka doktorundan bilgi almalıdır.
Aspirin tedavisine neden ihtiyaç duyduğunu öğrenmelidir.
Bundan ötürü, aspirin tedavisine ihtiyaç duyulduğunda, yaşam tarzı değişiklikleri gibi ilaç dışı tedavi önerileri hakkında (örneğin, sigara içmemek veya bazı yiyeceklerle içecekler hakkında dikkatli olmak gibi) doktorundan bilgi almalıdır. Önceki bilgilerinin yanlış veya eksik olabileceğini aklında tutmalıdır.
Aspirin tedavisi ve gerekirse diğer ilaçlarla ilgili tedavi sürecinde, doktoruna yardımcı olmalı ve tedavi ile ilaçların uygunluğu konusundaki sorulara yeterli yanıtlar vermelidir.
Kendisine reçete edilen ilacın asetil salisilik asit olarak bilinen bir madde olduğunu, bu ilacın hangi etkileri için kullanılması gerektiğini, ne zaman etki göstereceğini ve ne kadar süreyle etkisinin devam edeceğini bilmelidir. Ayrıca bu ilacın nasıl kullanılacağını (günlük dozajı, kullanım sıklığı, yemek öncesi/sonrası gibi) öğrenmelidir. İlacın diğer ilaçlarla ve mevcut sağlık durumu ile olası etkileşimlerini, yan etkilerini ve ortaya çıkabilecek yan etkiler ile ne yapması gerektiğini bilmelidir. Kullanım sırasında uyulması gereken özel kurallar var mı, ilaç tedavisi ile ilgili hangi durumlarda doktora veya eczacıya tekrar başvurması gerektiği konularında bilgi edinmelidir. Tedavi süresince veya sonrasında kontrol gerekip gerekmediği, gerekli ise herhangi bir hazırlık yapması gerekip gerekmediğini tedavi eden doktorundan öğrenmelidir. Eğer doktor bu bilgileri vermediyse, hastanın sormaktan çekinmemesi gerektiği hatırlatılmalıdır. Hasta veya yakınları yukarıda belirtilen tüm konularda bilgi almak için eczacılarından da yardım almaya özen göstermelidir. Eğer yetersizlik hissediyorlarsa, mutlaka eczacısından bu bilgileri talep etmelidir.
Sonuç olarak, aspirin kullanım durumu, kişinin sağlık durumu, eşlik eden hastalıklar ve mevcut ilaçlarla birlikte mutlaka doktor tarafından belirlenmelidir. Doktor reçetesi olmadan aspirin kullanılmamalıdır. İlacın kullanımı sırasında beklenmedik bir durumda, mutlaka doktora veya eczacıya danışılmalıdır.
Kaynak: https://akilciilac.titck.gov.tr/home/bilincliaseltilsalislilikasitkullanimi/