Çocuklarda Obezite ve Egzersiz
Çocuklarda Obezite ve Egzersiz
Günümüzde daha çok çocuklarda ve ergenlik döneminde görülen obeziteyi Dünya Sağlık Örgütü global epidemi olarak nitelendirmektedir. Obezite sorunu büyük küçük birçok ülkede yaşanmakta ve gün geçtikçe hızla yayılmakta olan bir beslenme bozukluğudur.
Obezite tanısı yetişkinlere göre, çocuk ve büyüme çağındaki ergenlerde farklı yapılmaktadır. Çocuk ve ergenlerin vücutlarındaki yağ oluşumu yaşlarına ve cinsiyetlerine göre farklılıklar gösterir. Bunun için tanının koyulmasında en sağlıklı yöntem yaş ve cinsiyetlerinin baz alınarak saptanan persantil eğrileri olarak bilinen çizelgeler kullanılmasıdır. Bu değerlendirmeden önce kişinin vücut kitle endeksini hesaplaması gerekir. Bu herkesin yapabileceği oldukça kolay bir hesaplamadır. Bu hesaplama için kişinin boy ölçüsünü ve kilo miktarını bilmesi gerekir. Kısaca bilgi vermek gerekirse, kişinin ağırlık birimini, boy ölçüsüne bölmesiyle vücut kitle endeksi hesaplanır. Buna kısaca VKİ diyebiliriz. Yani kişnin Ağırlığı (kg) / boy ölçüsü (cm)= VKİ demektir. Vücut kitle indeksi her yaş gurubunda aynı düzeyde artış göstermez. Özellikle okul öncesi dönemde yetişkinlere göre daha az yükselir ama yetişkinlik dönemi sürecine kadar yükselmeye devam eder. Persentil çizelgesine göre yapılan değerlendirmede 95 persentili aşan çocuklar obez kabul edilir. Buna göre şu örneklemeyi yapabiliriz. Bir çocuk eğer bu değerin üstüne çıkıp obezite kategorisine giriyorsa aynı cinsiyetteki ve aynı yaştaki 100 çocuğun 95’i bu çocuğun vücut kitle endeksinden daha düşük değere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hesaplanan persentil değerlerine göre 85-95 persentil değeri taşıyan çocuklar kilolu sınıfına girerken 5-85 persentil değeri taşıyan çocuklar normal kiloda kabul edilir. 5 persentil değerinin altında olan çocuklar zayıf sınıfına girerler. Persentil değeri hesplanarak çocukların obezite riski taşıyıp taşımadığı kolaylıkla tespit edilebilir. VKİ hesaplaması yapılarak persentil eğrilerine göre kolaylıkla bu takibi çocuklarınız için yapabilirsiniz.
Kilolu olma, obezite sorunuyla karşılaşma durumu birçok sebebe bağlı olabilir. Bunun en başında gelen etken beslenme ile kalori harcama arasındaki dengesizliktir. Yani vücudun aldığı enerji miktarının harcadığı enerji miktarından fazla olma durumudur. Bu durum genetik ve toplumsal sebeplere de bağlı olabilir. Ayrıca yaşanan bazı hormon bozukluğu rahatsızlıkları, metabolizmanın yavaş çalışması, bazı kas ve kemik rahatsızlıklarıda çok sık karşılaşılmasa da obeziteyi tehdit eden sebepler arasındadır. Ancak günümüzde en çok görülen sebep alınan kalori miktarının, harcanan kalori miktarında fazla olmasıdır. Bu dengesilik peşinde obeziteyi getirir. Hormonel bozukluklar ve genetik faktörler sebeplerin yaklaşık %10’ unu kapsamaktadır. Aileden gelen ve çeşitli rahatsızlıklar öne sürülerek sebepler dile getirildiğinde sadece bu sebeplerle obezitenin nedenlerini açıklamış olmak yetersiz kalmaktadır.
Yapılan persentil eğrilerine göre çıkan değer obezite sonucunu veriyorsa ilk adım olarak çocuk hastalıkları uzmanının değerlendirmesi önemlidir. Bu değerlendirmede gerekli araştırmalar yapılarak sebeplere ulaşılır. Öncelikle kan değerlerinin alınması önemlidir. Kan değerlerine göre Kolestrol ve kan basıncı izlenir. Genetik faktörlerin etkileyip etkilemediği araştırılır. Bu yüzden diğer aile bireylerinin geçmişi izlenir. Ortopedik sorunların yaşanıp yaşanmadığı tespit edilir. Kişinin sosyal durumu açısından da değerlendirilmeye alınması faydalı olacaktır. Bütün bu sebepler gözden geçirildikten sonra olumsuz bir durumla karşılaşılması söz konusu olursa sorunun uzmanına yönlenilmesi doğru olacaktır. Herhangi bir genetik yada bir sağlık sorunuyla karşılaşılmamış olma durumunda çocuk 2-7 yaş aralığında ise bu yaştaki çocukların büyüme döneminde olmasından dolayı ciddi enerji azalımı sağlayan diyet programları uygulanmaz. Çocuğun var olan kilosu dengeli beslenme ve egzersizlerle korunarak büyüdükçe yaşına oranla normal kiloya ulaşmaları sağlanır. Bu süreçte aileye büyük bir görev düşmektedir. Çünkü bu çocuk için oldukça zorlu bir süreçtir ve sabır gerektirir. Bu süreçte aile desteği çok önemlidir. Çocuk 7 yaşın üzerinde ise enerji alımında azalmaya ilişkin diyet programları uygulanabilir. Ancak bu uygulama mutlaka bir uzman kontrolünde yapılmalıdır.
Çocuk obezitesinin getirdiği sonuçlar
Obezite durumu yaşayan çocuklarda ve ergenlerde psikolojik sorunlar ortaya çıkmaktadır. Kendilerini görünüş olarak beğenmemeye başlarlar ve en önemlisi bazı ortamlarda yapılan olumsuz yorumlara ve alaya maruz kalırlar. Bu durumda çocuk psikolojik üzüntü yaşar. Bu üzüntü sosyal yaşamını olumsuz yönde etkiler. Bedensel faliyetlere katılımı azdır ve hareket kısıtlaması yaşar. Hareketsizlik obezitenin daha çok ilerlemesine sebebiyet verir.
Yapılan bir takım araştırmalar vücuttaki fazla kilonun sadece yağ birikimi olmadığı, bu yağ birikiminin kana bazı zararlı maddelerin geçmesine sebebiyet verdiğini ortaya çıkarmıştır. Bu zararlı maddeler başta kalp ve damar hastalıkları olmak üzere bir çok sağlık sorununun ortaya çıkmasına sebep vermektedir. Kalp damar hastalıkları dışında şeker hastalığı, kolestrol, metobolizma rahatsızlıkları, tansiyon, uyku problemleri ve solunum yolu hastalıklarını sayabiliriz. Genelde orta yaş ve üst yaş grubundaki kişilerde görülen bu hastalıklar artık obezite olan çocuklarda sıklıkla görülebilmektedir. Özellikle diyabet görülme sıklığı bu çocuklarda daha çok yaşanabilmektedir. Okul öncesi dönemde olan çocukların 1/3’ ü ve ergenlik dönemindeki çocukların hemen hemen yarısı kilolu ergen olma durumu yaşamaktadır.
Tedavi ve alınabilecek önlemler
Özellikle kilo dengesinin kurulması için uygulanan programlarda anne babanın rolü büyüktür. Bu uygulamaya kendilerini hazır hissetmeleri ve sabır göstermeleri gerekir. Sonuç odaklı olmaları ve mücadelenin başarıya ulaşmasını hedeflemelidir. Aksi halde yarıda bırakılmış bir program çocuğun inancını ve isteğini sonlandıracaktır. Çocuğun kendine olan güvenini etkileyecektir. Ayrıca yapılan uygulamanın yarıda kalması hem zaman kaybına hemde uygulanan kısmın boşa gitmesine neden olacaktır.
Bu süreçte sağlıklı ve dengeli beslenmek çok önemlidir. Bu beslenmeye uygun egzersiz programları da eşlik etmelidir.
Aktivite programları ve beslenme nasıl olmalıdır?
Çocuktan hergün düzenli ve disiplinli bir şekilde spor yapması beklenemez. Onlar için aktiviteler oyunlardan ibarettir. Bu yüzden oyunların hareketli ve eğlenceli hale getirilmesi onların bu aktiviteleri yapma isteklerini arttıracaktır. Daha çok fiziksel hareketlilik gerektiren oyunlar oynanmalı ve anne baba tarafından bu oyunlar organize edilmelidir. Hareketsiz oyunlar, tv seyretme ve bilgisayar kullanımı azaltılmalıdır. Aile herzaman çocuk için bir örnektir. Bu yüzden yeme alışkanlığıda bununla gelişir. Evde, çocuğa uygun besinlerin tüketimi ve düzenli beslenme şekli çok önemlidir. Çocuk için faydalı besinlerin tüketimi çoğaltılmalı hatta onun için faydalı olacak besinleri yeme isteğinin artması için değişik fikirler yaratılmalıdır. Beraber yemek hazırlamaya izin verilmeli ve bu durumun eğlenceli hale getirilmesi sağlanabilir. Bisiklet sürme, paten, tenis, basketbol, yüzme gibi aktiviteler beraber yapılabilir. Aileleriyle beraber yaptıkları açık havada yürüyüşler bile çocukların hoşuna gitmektedir. Daha çabuk sonuç verdiği bilinen kuvvet arttırıcı aktiviteler de çocukların oldukça hoşuna gitmektedir. Hatta bu tarz hareketleri büyüklerinde gördükçe özenirler. Ayrıca çocuğun isteğini ve enerjisini yüksek tutmak için ödüllendirme de yapılabilir. Bu durum onları daha çok özendirecektir. Şekli ne olursa olsun aktif olma durumu önem taşımaktadır. Egzersize odaklanmak yerine sürekli aktif olunabilecek aktiviteler ve dengeli beslenme ile bu konuda ciddi yol katedilebilir. Önemli olan hedeften şaşmamaktır. Hedefe zamanla ulaşıldıkça çocuk motive olacak ve daha çok istekli davranacaktır. Buda özgüvenin artmasına ve sürecin hızlanmasına sebep olacaktır. Kilo korunduğu sürece yaş büyüdükçe vücut kitle indeksi azalacak ve kilo normale inecektir. Persentil seviyesi 95’in üzerinde olan çocuklar için kilo verdirici diyet programları uzman eşliğinde uygulanabilir. Bununda tavsiye edilen miktarı ayda yarım kilodur. Ancak bu durumda dahi düzenli ve dengeli beslenme esastır.
Günde en az 5 farklı sebze veya meyve tüketilmi önerilir. 5+2+1 yöntemi diyecek olursak, ödev dışında 2 saatten fazla hareketsiz kalınmamalıdır. Egzersiz faliyetler en az 1 saat uygulanmalıdır. Sağlıklı atıştırmalıklar tercih edilmeli ve yüksek kalorili yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Çocuk aile bireylerinden açlık ve tokluk kavramlarını ve bunlara yönelik eylemlerin nasıl olacağı ile ilgili bilgileri öğrenmelidir. Bu anlamda aile bireylerinin sabrı çok önemlidir. Çocuklarının sağlığı ve yaşamsal faliyetlerinin olumlu yönde gelişmesi için bu özveriyi esirgememeleri gerekir.